NRW Gösteri Yasası’nı Durdurun Birliği’nin çağrısı:
Temel hakları koruyalım!
Toplanma özgürlüğüne yönelik saldırıyı püskürtelim!
Pandemi ile ilgili kısıtlamalar sırasında CDU ve FDP‘den oluşan NRW Eyalet Hükümeti gösteri hakkımıza yönelik büyük bir saldırı başlattı. Eyalet Hükümeti daha 2018’de „güvenlik ajandasını“ gündemine almış ve temel haklara katı bir şekilde müdahale eden „polis yasası‘nı kararlaştırmıştı. Şimdi de federal gösteri yasasının yerine geçirilmek üzere hazırlanan NRW eyaleti gösteri yasası ile özgürlüklerimiz önemli ölçüde kısıtlanmak isteniyor. NRW hükümetinin hazırlamış olduğu taslakla otoriterleşme teşvik edilmektedir.
Polisin haksız müdahalelerini kontrol etmek ve böylece (ırkçı) polis şiddetini, sindirme politikalarını ve gözetlemeyi yasaklamak yerine, demokratik bir toplum için olmazsa olmaz kurallardan olan gösteri ve yürüyüş hakkı tamamen kısıtlanarak, anlamsızlaştırılıyor. Bu nedenle mutlaka durdurulmalıdır!
Parlamenter demokraside toplanma ve gösteri yapma hakkı önemli bir yer tutmaktadır.Bu hak, halka sorunlarını sokağa taşıma ve yanlışlıkları, eksiklikleri mahkum etme olanağı sunmaktadır. Demokrasinin canlı gösterilere ihtiyacı vardır. Eyalet hükümeti bu yasa tasarısı ile sivil topluma yönelik bir saldırı planlıyor.
Hazırlanan taslağa göre, polis drone veya helikopter ile gösterilerde tepeden genel çekim yapıp, belirli koşullarda gizli ses ve video kayıtları yapabilecek. Ek olarak gelecekte gösteri başvurusunda bulunanlar kapsamlı bilgi vermeye, polisle işbirliği yapmaya ve bazı durumlarda, görevlilerin kişisel verilerini bile polise aktarmaya mecbur edilecek. Polis gösterinin güvenliğini sağlama adına, yürüyüşe ya da gösteriye katılanların üstünü arama noktaları oluşturabilecek, sadece şüphe üzerine bazı göstericilerin gösteriye katılmasını engelleyebilecek, ya da gösteriyi yasaklayabilecek. Özellikle faşistlere karşı anti-faşistlerin düzenlediği karşı-protestolar, ‚karşı tarafı rahatsız etme‘ gerekçesiyle daha da zorlaştırılacak, hatta yasaklanacak. Örneğin iklim adaleti inisiyatifi sempatizanlarının düşüncelerini aksettirmek için giydiği tek tip giysiler gibi, insanların benzer kıyafetler giymesi ‚militanlık‘ sayılarak gösteriler kriminalleştilecek.
Yasaya kazanım olarak giren, kendini tanınmaz hale getirecek şekilde kılık değiştirme yasağının kaldırılması veya polis müdahalesinin bağımsız kişler tarafından gözlemlenmesi yeni taslakta yer almıyor. Ayrıca eylemlerde ortaya çıkan olaylarda sivil polislerin kendini tanıtması zorunluluğu gibi anayasal temeldeki hukuksal uygulamalar da yasada yer almayacak.Yasanın tüm metni, gösteri hakkını kullanmak isteyen yurttaşlara karşı güvensizliği içeriyor.
Bugün yürülükte olan ‚Yürüyüş ve Toplanma Hakkı‘ 1981’de Brokdorf nükleer santralini protesto eden 100 bin kişinin mücadele ederek pratik olarak kazandığı bir hak. Bu hak daha sonra Anayasa Mahkemesi tarafından da onaylanarak, Anayasal bir hak olarak kabul edildi. Anayasa Mahkemesi Brokdorf kararında, gösterilerin „doğal, bağımsız, doğrudan demokrasi olarak politik işleyişi günlük rutinden kurtaran“ bir işleve sahip olduğunu kabul etti.
Eyalet Hükümeti 40 yıl sonra kazanılmış bu hakkı baltalayarak, toplumsal sağa kayışı güçlendiriyor. Gösteri ve yürüyüş hakkına yönelik saldırı, demokrasiye, demokratik kazanımlara karşı bir saldırıdır. Kuzey Ren Westfalya Eyaleti‘nde bu yasanın değişmesine karşı oluşan birlik içerisinde, farklı demokratik kurum ve kuruluşlar yer almaktadır. Bizler tüm farklılarımıza rağmen, demokratik hakları birlikte savunacağız, yasanın değişmesini engellemeye çalışacağız. Herkesi bu yasaya karşı birleşmeye çağırıyoruz.